الإنجليزية - التركية
تعريف proportionately; comparatively في الإنجليزية التركية القاموس.
- relatively
- nispeten
O nispeten hızlı konuşur.
-She speaks relatively fast.
Saatin kaç olduğu göz önüne alındığında, süpermarket nispeten boştu.
-Considering what time it was, the supermarket was relatively empty.
- relatively
- oranla
- relatively
- Nazaran
Para tahvil piyasaları diğerlerine nazaran sakin.
-Currency and bond markets are relatively calm.
- relatively
- görece
Bu yer görece düşük kirlilik düzeyine sahip gibi görünüyor.
-This place seems to have relatively low levels of pollution.
Kendimi görece şanslı kabul ediyorum.
-I consider myself relatively lucky.
- relatively
- diğerlerine göre/nazaran
- relatively
- göreceli olarak
- relatively
- diğerlerine nazaran
Para tahvil piyasaları diğerlerine nazaran sakin.
-Currency and bond markets are relatively calm.
- relatively
- bir dereceye kadar
- relatively
- oldukça
Bölge maden kaynakları açısından oldukça zengindir.
-The region is relatively rich in mineral resources.
- relatively
- göreli olarak
- relatively
- z. diğerlerine göre/nazaran; her şey göz önünde tutulursa, nispeten: Their casualties were relatively few. Her şey göz önünde tutulursa
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف proportionately; comparatively في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- relatively
proportionately; comparatively
الواصلة
proportionately; com·par·a·tive·lyالنطق
Resimler
المفضلات