Birisi onun kolundan tuttuğunda o korkudan çığlık attı.
- She screamed with horror as someone took hold of her arm.
Birisi bana içtiğin her sigara ömründen yedi dakika alır dedi.
- Someone told me that every cigarette you smoke takes seven minutes away from your life.
O, şüpheleneceğin bir kimse değildi.
- He wasn't someone you'd suspect.
Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor.
- A certain someone is being awfully fragile today.
Kaybedecek bir şeyi olmayan birine meydan okuma.
- Don't challenge someone who has nothing to lose.
Sen yaşayabileceğin herhangi biriyle evlenme - sen onsuz yaşayamayacağın kişiyle evlen.
- You don't marry someone you can live with — you marry the person whom you cannot live without.
Sıkılmış bir yumrukla kimsenin elini sıkamazsın.
- You can't shake someone's hand with a clenched fist.
Neden kimse Tom'a yardım etmedi?
- Why didn't someone help Tom?