pron. in which place; in that place which; at which point

listen to the pronunciation of pron. in which place; in that place which; at which point
الإنجليزية - التركية

تعريف pron. in which place; in that place which; at which point في الإنجليزية التركية القاموس.

where
nereye

Babanın nereye gittiğini biliyor musun? - Do you know where your dad went?

Bütün paranın nereye gittiğini sanıyorsun? - Where do you think all the money goes?

where
nerede

Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle. - Please tell me where you will live.

Kadını nerede gördün? - Where did you see the woman?

where
z. nerede; nereye; nereden: Where do you live? Nerede oturuyorsun? Where are you going? Nereye gidiyorsun? Where'd you get that shirt? O Where do you hail from? Nerelisin?/Nereden geldin?
where
diği yerde
where
{i} nere

Demiryolu istasyonu nerede? - Where is the railroad station?

Babanın nereye gittiğini biliyor musun? - Do you know where your father went?

where
q.nerede: wh.yer
where
nereden

George'un tenis raketini nereden aldığını biliyor musunuz? - Do you know where George bought his tennis racket?

Havaalanı otobüsleri nereden kalkıyor? - Where do the airport buses leave from?

where
da
where
Konumu

Harita üzerindeki konumumuz neresidir? - Where is my position on the map?

where
(Bilgisayar) koşul
where
-dığı yerde
where
hani

Hani küçük prensesim? - Where's my little princess?

where
Xyer
where
durum

Yabancı aksan sendromu henüz açıklanamayan, hastanın anadilini daha fazla düzgün şekilde telaffuz edemeyip yabancı bir aksanla konuşmaya başlamasıyla vuku bulan tıbbi bir durumdur. - Foreign accent syndrome is an as-yet unexplained medical condition where the patient can no longer pronounce his mother tongue correctly and seems to have a foreign accent.

Size rehberlik etmek için hiçbir ders kitabı cevabının mevcut olmayacağı durumlar olacaktır. - There will be situations where no textbook answer will be available to guide you.

where
{i} yer

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. - Where there's smoke there's fire.

Köpeği her yerde onu gittiği yerden takip eder. - His dog follows him wherever he goes.

where
müdavimi olunan
الإنجليزية - الإنجليزية
where