Gökyüzü yavaş yavaş bulutlandı.
- The sky has gradually clouded over.
Çok sayıda eski gelenek yavaş yavaş ortadan kalkıyor.
- Many old customs are gradually dying out.
Kırsal alanda yaşamak için gittikten sonra onun sağlığı gitgide daha iyi oldu.
- His health gradually changed for the better after he went to live in the countryside.
İlk başta, ben bunu sevmedim, ama gitgide eğlenceli oldu.
- At first, I didn't like it, but it gradually became fun.
Çalışmalarında ilerleme kaydettin mi?
- Have you made progress in your studies?
Düşman kasabaya ulaşmadan önce, onların ilerlemesini durdurun.
- Check the enemy's progress before they reach the town.
Petrol,Japon sanayinin gelişiminde önemli bir rol oynadı.
- Oil has played an important part in the progress of Japanese industry.
Kimya bilimi son zamanlarda dikkate değer bir gelişim gösterdi.
- Chemistry has made notable progress in recent years.
Kız kardeşim İngilizcede önemli bir gelişme kaydetti.
- My sister has made remarkable progress in English.
İngilizcede kayda değer bir gelişme yaptı.
- He made remarkable progress in English.
Girişimleriniz sayesinde basın tarafından ilerici ve ileriye dönük düşünce kuruluşu olarak tanınmaktayız.
- Thanks to your initiatives we've been recognized as a progressive and forward-thinking enterprise by the press.
Tom çok ilerici, değil mi?
- Tom is very progressive, isn't he?
Onun politikaları çok yenilikçi idi.
- His policies were too progressive.
O kademeli olarak değişiyor.
- That is gradually changing.
Kademeli olarak, hepsi terk ediyor.
- Gradually, they are all leaving.
Bu bölgede ormanlar gittikçe azalıyor.
- This area is gradually being deforested.
Tom henüz çok aşama kaydetmedi.
- Tom hasn't made much progress yet.
Tom sürekli ilerleme kaydetti.
- Tom has made steady progress.
İş şimdi devam etmektedir.
- The work is now in progress.
Piano çalmada kendini iyi geliştiriyor.
- He is making good progress in playing the piano.
Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi.
- The rough terrain checked the progress of the hikers.
Zamanın ilerlemesiyle olay unutuldu.
- The event was forgotten in progress of time.
İş şimdi devam etmektedir.
- The work is now in progress.
İleri gitmek kaçınılmaz.
- Progress is unavoidable.
Girişimleriniz sayesinde basın tarafından ilerici ve ileriye dönük düşünce kuruluşu olarak tanınmaktayız.
- Thanks to your initiatives we've been recognized as a progressive and forward-thinking enterprise by the press.
Tom çok ilerici, değil mi?
- Tom is very progressive, isn't he?
They progress through the museum.
Societies progress unevenly.
progressive paralysis.
progressive business leadership.
... In fact, we got progressively further. ...
... out progressively. ...