Otobüs yavaş yavaş hızlandı.
- The bus picked up the speed gradually.
Baharın gelmesiyle birlikte her şey yavaş yavaş yeniden hayata dönüyor.
- With the coming of spring, everything is gradually coming to life again.
Daha sonra hayattan yeniden zevk almaya başladı ve gitgide iyileşti.
- After that he began to enjoy life again and gradually recovered.
Kırsal alanda yaşamak için gittikten sonra onun sağlığı gitgide daha iyi oldu.
- His health gradually changed for the better after he went to live in the countryside.
O, bu makineyi kullanmada iyi ilerleme kaydetti.
- He made good progress in handling this machine.
Çalışmalarında ilerleme kaydettin mi?
- Have you made progress in your studies?
Onun sınıftaki gelişimi beni cesaretlendiriyor.
- I am encouraged by his progress in class.
Petrol,Japon sanayinin gelişiminde önemli bir rol oynadı.
- Oil has played an important part in the progress of Japanese industry.
İngilizcede kayda değer bir gelişme yaptı.
- He made remarkable progress in English.
O, İngilizcesinde az gelişme yaptı.
- He has made little progress in his English.
Hey, ilerici olanı hatırlıyor musunuz?
- Hey, remember the progressive one?
Ben oldukça ilericiydim.
- I'm pretty progressive.
Onun politikaları çok yenilikçi idi.
- His policies were too progressive.
O kademeli olarak değişiyor.
- That is gradually changing.
Kademeli olarak, hepsi terk ediyor.
- Gradually, they are all leaving.
Bu bölgede ormanlar gittikçe azalıyor.
- This area is gradually being deforested.
Tom henüz çok aşama kaydetmedi.
- Tom hasn't made much progress yet.
Tom sürekli ilerleme kaydetti.
- Tom has made steady progress.
İş şimdi devam etmektedir.
- The work is now in progress.
Piano çalmada kendini iyi geliştiriyor.
- He is making good progress in playing the piano.
Zamanın ilerlemesiyle olay unutuldu.
- The event was forgotten in progress of time.
Düşman kasabaya ulaşmadan önce, onların ilerlemesini durdurun.
- Check the enemy's progress before they reach the town.
İş şimdi devam etmektedir.
- The work is now in progress.
İleri gitmek kaçınılmaz.
- Progress is unavoidable.
Ben oldukça ilericiydim.
- I'm pretty progressive.
Tom çok ilerici, değil mi?
- Tom is very progressive, isn't he?
They progress through the museum.
Societies progress unevenly.
progressive paralysis.
progressive business leadership.
... In fact, we got progressively further. ...
... out progressively. ...