O, meslek olarak bir avukattır.
- He is a lawyer by profession.
Mesleğiniz ne olursa olsun, ya da bu meslekte ne kadar mutlu olursanız olun, diğer bir mesleği seçmiş olmayı istediğiniz anlar vardır.
- No matter what your profession, or how happy you may be in it, there are moments when you wish you had chosen some other career.
Profesyonellerle uğraşmayı seviyorum.
- I love dealing with professionals.
Bir profesyonele göre, bugünkü oyunda kendisiyle ilgili garip bir açıklama yaptı.
- For a professional, he gave a poor account of himself in today's game.
Tom profesyonel bir iş çıkardı.
- Tom did a professional job.
Leyla profesyonel bir iş çıkardı.
- Layla did a professional job.
Bence bu enteresan bir uzmanlık alanı.
- I think that's an interesting profession.
Sobayı tamir etmesi için bir profesyonel kiraladım.
- I hired a professional to repair the stove.
Sen oldukça bir profesyonel gibi gitar çalıyorsun, değil mi?
- You play the guitar quite like a professional, don't you?
Ben mesleki hayatta, kişisel duyguların bir kenara konulması gerektiğini biliyorum.
- I know that in professional life,personal feelings should be put aside.
Mesleki deneyimin var mı?
- Do you have professional experience?
Eski bilgisayar korsanlarını güvenlik uzmanı olarak çalıştırmak için kiralamak iyi bir fikir mi?
- Is it a good idea to hire former hackers to work as security professionals?
Bunu çevirmek için bir uzmana ihtiyacın var.
- You need a professional to translate this.
Bir profesyonele göre, bugünkü oyunda kendisiyle ilgili garip bir açıklama yaptı.
- For a professional, he gave a poor account of himself in today's game.
Profesörler, her şeyi detaylı bir şekilde açıklamalılar, kısa ve öz olmamalılar ve her zaman öğrencilere eve gitmelerini ve kitaplarını okumalarını söylemeliler.
- Professors should explain everything in detail, not be succinct and always tell students to go home and read their books.
İkimiz de profesyoneliz.
- We're both professionals.
Gönüllüler profesyonellere yardım eder.
- The volunteers help the professionals.
Polis soygunun profesyonellerin işi olduğunu ortaya çıkardı.
- Police revealed that the heist was the work of professionals.
Profesyonellerle uğraşmayı seviyorum.
- I love dealing with professionals.
Çoğunluğu değilsede, çok sayıda profesyonel çevirmen sadece kendi ana dillerine çeviri yapmaktadırlar.
- Many, if not most, professional translators only translate into their native language.
Şarkıcılığı hep meslek olarak yapmak istemişimdir.
- I always wanted to be a professional singer.
İngilizce öğretmek onun mesleğidir.
- Teaching English is his profession.
Mesleki kariyeri mahvoldu.
- His professional career was bankrupt.
Mesleki deneyimin var mı?
- Do you have professional experience?
My father was a barrister by profession.
Despite his continued professions of innocence, the court eventually sentenced him to five years.
His conduct is against the established practices of the legal profession.
Rosario was a young novice belonging to the monastery, who in three months intended to make his profession.
... young people to enter the profession, so it's great that you're interested in becoming an ...
... you enter the profession, you have a mentor or someone that can help you identify challenges ...