الإنجليزية - التركية
تعريف producing numbness; benumbing; as, the numb, cold night في الإنجليزية التركية القاموس.
- numb
- {f} uyuştur
Birçok ülkenin uyuşturuculara karşı sıkı yasaları vardır.
-A number of countries have strict laws against drugs.
Bir buz paketi acıyı uyuşturacaktır.
-An ice pack will numb the pain.
- numb
- uyuşturmak
- numb
- uyuşuk
- numb
- uyuşuk,v.uyuştur: adj.duygusuz
- numb
- {s} hissiz
- numb
- {f} duygusuzlaştırmak
- numb
- numbly hissizce
- numb
- {f} hissizleştirmek
- numb
- (sıfat) uyuşmuş, hissiz, uyuşuk, donakalmış, duygusuz
- numb
- {s} uyuşmuş
Parmaklarım o kadar üşümüş ki onlar uyuşmuş.
-My fingers are so cold they have gone numb.
Tom'un ayaklarını uyuşmuş hissediyordu.
-Tom's feet felt numb.
- numb
- numbness duygusuzluk
- numb
- uyuşukluk vermek
- numb
- {f} dondurmak
- numb
- {s} duygusuz
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف producing numbness; benumbing; as, the numb, cold night في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- numb
producing numbness; benumbing; as, the numb, cold night
الواصلة
pro·du·cing numbness; benumbing; as, the numb, Cold nightالنطق
Resimler
المفضلات