proceeding; measure; action; an act

listen to the pronunciation of proceeding; measure; action; an act
الإنجليزية - التركية

تعريف proceeding; measure; action; an act في الإنجليزية التركية القاموس.

step
adım

Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti. - The next step was to negotiate terms of a peace treaty.

Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır. - That's one small step for a man, one giant leap for mankind.

step
üvey

Tom Mary'nin çok sayıda üvey çocuklarından sadece biriydi. - Tom was only one of Mary's many stepchildren.

Tom Mary'nin üvey evladıydı. - Tom was Mary's stepchild.

step
{i} ayak sesi
step
etap
step
(Bilgisayar) adımla

Bunlar, birer devrim niteliği taşıyan adımlardır. - These are steps of a revolutionary nature.

Hol kaygan, bu yüzden adımlarına dikkat et. - The hallway is slippery, so watch your step.

step
adim atmak
step
basmak

Birinin damarına basmak istemedim. - I didn't mean to step on any toes.

Niyetim ayağına basmak değildi. - I didn't mean to step on your foot.

step
{f} adım at

Sadece oraya doğru bir adım atın. - Just step right over there.

O, öne doğru bir adım attı. - He took a step forward.

step
{i} uygun adım
step
{i} terfi
step
(fiil) adım atmak, yürümek, girmek, gitmek, etmek (dans), basamaklı yapmak, basmak, adımlamak, adımlayarak ölçmek
step
suratle hareket etmek veya davranmak
step
(İnşaat) adım, kademe
step
{f} girmek
step
{i} çok kısa bir mesafe: It's just a
step
oturtmak
step
{f} basamaklı yapmak
step
ağır adımlarla yürümek
step
{i} adım, ayak atışı: It's about five steps away from you. Senden beş adım kadar ötede
الإنجليزية - الإنجليزية
step
proceeding; measure; action; an act
المفضلات