Sorun konusunda sessiz kaldı.
- She kept silent about the problem.
Bu hayvanın, bazı kalıtsal sorunları varmış gibi görünüyor.
- There seems to be some genetic problem with this animal.
Bir çocuğu ne kadar şımartırsak, o kadar problemli olur.
- The more we spoil a child, the more problematic he will be.
Sorunlu alanları belirleyebilir misiniz?
- Can you identify the problem areas?
Erkek arkadaşın sorunlu bir kişi ama bırakmak ya da kopmak için yeterince iyi bir neden değil.
- Your boyfriend is a problematic person, but that's not a good enough reason to give up or break off your relationship.