prior; occurring before something else, either in time or order

listen to the pronunciation of prior; occurring before something else, either in time or order
الإنجليزية - التركية

تعريف prior; occurring before something else, either in time or order في الإنجليزية التركية القاموس.

previous
{s} geçmiş

Geçmiş deneyim gerekli değil. - No previous experience is required.

previous
evvelsi

Onunla evvelsi gün görüştüğünü söyledi. - He said that he had met her on the previous day.

previous
(Osmanlıca) kemakan
previous
geçen seferki
previous
önceden olan
previous
{s} önceki

Geçen yıl bir önceki işini kaybettiğinden beri, Tom bir iş aramaktadır. - Tom has been hunting for a job since he lost his previous job last year.

Ben önceki gün bir kamera kaybettim. - I had lost a camera in the previous day.

previous
previously önceden
previous
previous to this bundan evvel
previous
(sıfat) önceki, eski, sabık, evvelki, geçmiş, zamanından önce olan
previous
{s} evvelki
previous
{s} eski

O bize eski iş kaydını vermedi. - He didn't give us his previous employment record.

previous
{s} önceki, evvelki: the previous day evvelki gün
previous
evvelce
previous
evvel

Onunla evvelsi gün görüştüğünü söyledi. - He said that he had met her on the previous day.

previous
ko- nusunda oya baş vurmak
previous
dili vaktinden evvel olan
previous
{s} sabık
previous
move the previous question mecliste görüşmeyi kısa kesmek için meselenin oya konup konmaması
الإنجليزية - الإنجليزية
previous
prior; occurring before something else, either in time or order
المفضلات