O iki gün önceden vardı.
- He arrived two days previously.
İftira niteliğindeki sütun hâlâ önceden bahsedilen gazetenin internet sitesinde okunabilir.
- The libelous column can still be read on the website of the previously mentioned newspaper.
Daha önce tanıştığımız için onu hemen tanıdım.
- I recognized him immediately since we had previously met.
Daha önce gittim İngilizce konuşma okulunda Avustralya ve Yeni Zelanda'dan birçok öğretmen vardı.
- There were a lot of teachers from Australia and New Zealand at the English conversation school I went to previously.
Sanığın önceden hiçbir mahkumiyeti yok.
- The defendant has no prior convictions.
Daha önceden herhangi bir deneyim gerekli değildir.
- No prior experience is necessary.
Önceki uyarılar yoktu.
- There were no prior warnings.
Önceki deneyim gerekli değildir.
- No prior experience is required.
Diğer gezegenlerin sömürgeleştirilmesini en öncelikli konularımızdan biri yapmalıyız.
- We must make colonization of other planets one of our top priorities.
Diğer gezegenlerin sömürgeleştirilmesi bizim en öncelikli konularımızdan biridir.
- Colonization of other planets is one of our top priorities.
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
- Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
Üzgünüm, fakat önceden verilmiş sözüm var.
- I'm sorry, but I have a prior engagement.
Tom'un eski suç kaydı yok.
- Tom has no prior criminal record.
The doctor had known three months prior.
... fix this system. Including Senators previously who had supported it on the Republican side. ...
... that haven't previously been available and so forth, so it was a mutually agreed- upon ...