الإنجليزية - التركية
تعريف previously named, aforementioned, aforesaid (law) في الإنجليزية التركية القاموس.
- said
- {f} söyle
Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
-You didn't do a very good job, I said.
Bogdan, yarın orada olacağını söylemişti.
-Bogdan said he would be there tomorrow.
- said
- f., bak. say
- said
- say de
- said
- söylenmek
Kazu'nun Japonya'da en iyi futbol oyuncusu olduğu söylenmektedir.
-It is said that Kazu is the best soccer player in Japan.
Onun zengin olduğu söylenmektedir.
-She is said to have been rich.
- said
- adı geçen
- said
- sözü edilen
- said
- sözkonusu
- said
- {s} denilen
- said
- söylenen
Söylenen söz geri alınamaz.
-Once you've said something, it can't be taken back.
Toplantıda söylenen her şeyi anladın mı?
-Did you understand everything that was said at the meeting?
- said
- {s} bahsedilen
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف previously named, aforementioned, aforesaid (law) في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {s} said
previously named, aforementioned, aforesaid (law)
الواصلة
previously named, aforementioned, a·fore·said (law)Resimler
المفضلات