presume to be true, hypothesize; believe; think; consider as a possibility

listen to the pronunciation of presume to be true, hypothesize; believe; think; consider as a possibility
الإنجليزية - التركية

تعريف presume to be true, hypothesize; believe; think; consider as a possibility في الإنجليزية التركية القاموس.

suppose
{f} varsaymak
suppose
farz etmek
suppose
{f} sanmak
suppose
{f} zannetmek
suppose
{f} farzetmek
suppose
{f} 1. zannetmek, sanmak: I suppose they're in Muğla by now. Şimdi Muğla'da olduklarını zannediyorum. I suppose so. Galiba öyle. They supposed
suppose
{f} düşünmek
suppose
{f} saymak
suppose
{f} olduğuna inanmak
suppose
{f} gerekmek
suppose
{f} tahmin etmek
suppose
güya

Sekreterim güya araştırma yapmış. - This is supposedly research which my secretary did.

suppose
eğer
suppose
farzedelim ki
suppose
varsay

Bu figürün Marilyn Monroe'yu temsil ettiği varsayılır, ama onun adaletini temsil ettiğini sanmıyorum. - This figure is supposed to represent Marilyn Monroe, but I don't think it does her justice.

On yıl sonra dünya çapında bir petrol sıkıntısı olduğunu varsayalım. Sanayileşmiş ülkelere ne olurdu? - Suppose there was a worldwide oil shortage in ten years' time. What would happen to the industrialised countries?

suppose
farzedelim
suppose
inanmak
suppose
(fiil) farzetmek, varsaymak, düşünmek, sanmak, zannetmek, tahmin etmek, saymak, olduğuna inanmak, gerektirmek, gerekmek
الإنجليزية - الإنجليزية
{f} suppose
presume to be true, hypothesize; believe; think; consider as a possibility

    الواصلة

    pre·sume to be true, hypothesize; believe; think; con·sid·er as a pos·si·bi·li·ty

    النطق

المفضلات