الإنجليزية - التركية
تعريف press against في الإنجليزية التركية القاموس.
- basın karşısında
- lean
- {f} dayanmak
- lean
- {i} eğilme
Lütfen hareket ederken pencereden dışarı eğilmeyin.
-Please don't lean out of the window when we're moving.
Pencerelerden dışarı eğilmek yasaktır.
-It's forbidden to lean out of windows.
- lean
- {s} ince
Mary ince bir gövdeye sahip.
-Mary has a lean body.
Mary ince ve uzun boyludur.
-Mary is lean and tall.
- lean
- {f} eğilim göstermek
- lean
- yağsız (et)
- lean
- yaslı
- lean
- algın
- lean
- {i} dayanma
Onun senin dayanman için güçlü bir omuzu var.
-He has a strong shoulder for you to lean on.
- lean
- yana atmak
- lean
- nahif
- lean
- sıska
- lean
- ürünsüz
- lean
- kıt
- lean
- (öne doğru) eğilmek
- lean
- {s} fidan gibi
- lean
- on veya against ile dayanmak
- lean
- yana yatırmak
- lean
- meylettirmek
- lean
- {f} yaslamak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف press against في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- lean
press against
الواصلة
Press a·gainstالتركية النطق
pres ıgenstالنطق
/ˈpres əˈgenst/ /ˈprɛs əˈɡɛnst/
Resimler
السابق
المفضلات