Bay Johnson, adeta, yürüyen bir sözlüktür.
- Mr Johnson is, as it were, a walking dictionary.
Köpeği ile yürüyen küçük bir çocuk var.
- There is a little boy walking with his dog.
Yürüyüş mükemmel bir egzersizdir.
- Walking is an excellent exercise.
Yürüyüşe itirazım yok.
- I don't mind walking.
O yalnız yürümeyi sever.
- She likes walking alone.
O uzun mesafe yürümeye alışkın.
- He is used to walking long distances.
Yürümek iyi egzersizdir.
- Walking is good exercise.
O yalnız yürümeyi sever.
- She likes walking alone.
Ona ayaklı sözlük derler.
- He is called a walking dictionary.
O tabiri caizse ayaklı bir ansiklopedidir.
- He's what they call a walking encyclopedia.