present participle of play

listen to the pronunciation of present participle of play
الإنجليزية - التركية

تعريف present participle of play في الإنجليزية التركية القاموس.

playing
{i} çalma

Hiçbir müzisyen o müziği cenaze töreninde çalmayı düşünmezdi. - No musician would have thought of playing that music at the funeral.

Piyano çalmada asla çok iyi değildim. - I've never been very good at playing the piano.

playing
{f} oyna

Kesinlikle,kart oynamayı severim. - Certainly, I like playing cards.

Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor. - You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.

playing
{i} oyun

Bebek bazı oyuncaklar ile oynuyor. - The baby is playing with some toys.

Oturma odasında video oyunları oynarken annem bana onunla birlikte alışverişe gidip gitmeyeceğimi sordu. - When I was playing video games in the living room, Mother asked me if I would go shopping with her.

playing
{i} oynama

Tenis ve golf oynamaktan hoşlanırım. - I like playing tennis and golf.

O, tenis oynamaya düşkün. - He is fond of playing tennis.

playing
oynayarak

Tom ve Mary, satranç oynayarak iyi bir zaman geçirdiler. - Tom and Mary had a good time playing chess.

Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor. - You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.

الإنجليزية - الإنجليزية
playing
present participle of play
المفضلات