Bir park bankında genç bir çiftin sarıldığını gördüm.
- I saw a young couple cuddling on a park bench.
Onlar kanepede birbirlerine sarılıyordu.
- They were cuddling on the couch.
Okumaktan, şöminenin yanında sarılmaktan ve yavaş dans etmekten zevk alırım.
- I enjoy reading, cuddling by the fireplace and slow dancing.