Öğretmen bana konuşmamı hazırlamak için daha çok zaman harcamam gerektiğini söyledi.
- My teacher told me that I should have spent more time preparing my speech.
Annem akşam yemeğini hazırlamakla meşgul.
- My mother is busy preparing supper.
Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.
- Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams.
Karım ve ben emekli olmak için hazırlanıyoruz.
- My wife and I are preparing to retire.
O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu.
- He was in charge of preparing a magazine for publication.
O yolculuk için hazırlanmakla meşgul.
- She is busy preparing for the trip.
Sunumumu hazırlamak zorundayım.
- I have to prepare my presentation.
Listeyi hazırlamak için zamana ihtiyacımız var.
- We need time to prepare the list.
Bu sınava hazırlanmak en az 10 saatimi alacaktır.
- It will take me no less than 10 hours to prepare for the exam.
İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.
- I have to prepare for the test in English.
Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
- He prepared his speech very carefully.
Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur.
- It would be to your advantage to prepare questions in advance.
Onun için hazırlık yapmak zorundayız.
- We have to prepare for that.
Hazırlık yapmak için biraz daha zamana ihtiyacım var.
- I need a little more time to prepare.
Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.
- In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake.
Hazırlık yapmak için biraz daha zamana ihtiyacım var.
- I need a little more time to prepare.
We prepared the spacecraft for takeoff.
... if you're preparing food in a restaurant you cannot make a distinction ...
... are preparing ourselves. ...