pref. in place of, deputy

listen to the pronunciation of pref. in place of, deputy
الإنجليزية - التركية

تعريف pref. in place of, deputy في الإنجليزية التركية القاموس.

vice
{i} mengene
vice
{i} ahlaksızlık

Yoksulluk bütün ahlaksızlıkların anasıdır. - Poverty is the mother of all vices.

Erdemler çoğunluğun ahlaksızlıklarıdır. - Virtues are the vices of the majority.

vice
ahlak bozukluğu
vice
kötü alışkanlık

Kumar Tom'un kötü alışkanlıklarından biri değil. - Gambling isn't one of Tom's vices.

Benim kötü alışkanlıklarım var fakat kumar onlardan biri değil. - I have vices, but gambling isn't one of them.

vice
(Tıp) vis
vice
{i} zaaf
vice
kötü

Kumar Tom'un kötü alışkanlıklarından biri değil. - Gambling isn't one of Tom's vices.

Benim kötü alışkanlıklarım var fakat kumar onlardan biri değil. - I have vices, but gambling isn't one of them.

vice
kıskaç
vice
kötülük

Ordu, devlet içinde bir devlettir, çağımızın kötülüklerinden biridir. - An army is a nation within a nation; it is one of the vices of our age.

Sıkıntı tüm kötülüklerin başlangıcıdır. - Boredom is the beginning of all vices.

vice
{i} özür
vice
kötü huy
vice
ayıp
vice
{i} çapkınlık
vice
yardımcı

Başkan gelmedi ama, yerine başkan yardımcısını gönderdi. - The president did not come, but sent the vice-president in his stead.

Ben yardımcı kadroya atanmak istiyorum. - I want to be assigned to the vice squad.

vice
mengene/ahlaksızlık
vice
{i} ahlaksızlık özellikle fuhuş ve uyuşturucu
vice
vice squad fuhuş ve kumar kontrolü ile görevli polis ekibi
vice
kötü oyun
vice
i., İng., bak. vise
الإنجليزية - الإنجليزية
vice
pref. in place of, deputy
المفضلات