تعريف predictions في الإنجليزية التركية القاموس.
- predict
- öngörmek
- prediction
- tahmin
Bize sürpriz oldu, onun tahmini gerçekleşti.
- To our surprise, her prediction came true.
Onun tahmini gerçekleşebilir.
- His prediction might come true.
- predict
- tahmin etmek
Depremi önceden tahmin etmek gerçekten mümkün mü?
- Is it really possible to predict an earthquake?
Havanın yarın nasıl olacağını tahmin etmek zor.
- It's hard to predict what the weather will be like tomorrow.
- predict
- (İnşaat) kestirmek
- predict
- {f} önceden haber vermek
- prediction
- öngörü
Çoğu öngörü başarısız.
- Many predictions fail.
Onun öngörüsü gerçekleşti.
- His prediction has come true.
- prediction
- kehanet
Ne garip, onun kehaneti gerçekleşti.
- Strange to say, his prediction has come true.
Onun kehanetleri gerçek oldu.
- Her predictions have come true.
- predict
- tahmin et
Tom Mary'nin yarışı kazanacağını önceden tahmin etti.
- Tom predicted Mary would win the race.
Tom sonuçları tahmin etmeye çalıştı.
- Tom attempted to predict the results.
- make predictions
- Tahmin(ler)de bulunmak
- predict
- kehanette bulunmak
- prediction
- öndeyi
- predict
- öngörüde bulunmak
- predict
- -e dair kehanette bulunmak
- predict
- önceden söylemek
- predict
- haber vermek
- prediction
- kehanette bulunmak
- prediction
- (Dilbilim) kestirme
- prediction
- (Ticaret) geleceğe yönelik tahmin
- prediction
- kestirim
- prediction
- (Politika, Siyaset) beklenti
- predict
- önceden bildirmek
- predict
- önceden sezme
- prediction
- öngörme
- predict
- bir şeyin vukuunu önceden haber vermek
- predict
- predictionkehanet
- predict
- önceden haber verme
- predict
- {f} önceden söylemek: That economist predicted the present recession. O ekonomist şimdiki durgunluğun olacağını önceden söylemişti
- prediction
- {i} önceden haber verme
- prediction
- (Askeri) ÖNCEDEN HESAPLAMA: Hareket halindeki bir hedefin belirli bir anda bulunacağı yeri tayin
- prediction
- kestiri