Kesin ölçümler gerekli.
- Precise measurements are needed.
Her şeyden önce, mantık kesin tanımlar gerektirir.
- Above all, logic requires precise definitions.
Kesinlik matematikte önemlidir.
- Precision is important in math.
Ölçümde kesinlik önemlidir.
- Precision in measurement is important.
Kusursuz hassasiyet, ölçümde gereklidir.
- Flawless precision is required in the measurements.
Ölçümde hassasiyet gereklidir.
- Precision in measurement is necessary.
Tom'la tanışmak istememin nedeni kesinlikle bu.
- That's precisely why I need to meet Tom.
O kesinlikle aradığımız adam.
- He is precisely the man we're looking for.
O çoktan elli yaşından daha fazla olduğunu, tam olarak elli beş olduğunu söyledi.
- He said he was already more than fifty years old, fifty five, to be precise.
Daha doğrusu, hayatın anlamı sorunudur.
- More precisely, it is the question of the meaning of life.
Artık ihtiyacın olan kesin olarak budur.
- That's precisely what you need now.
Onu nereden buldun? Ormanda bir yerde. Kesin olarak söyleyemem.
- Where did you find it? Somewhere in the forest. I couldn't say precisely.
Ölçümler hassas olmalı.
- The measurements need to be precise.
Tom'la tanışmak istememin nedeni kesinlikle bu.
- That's precisely why I need to meet Tom.
O kesinlikle aradığımız adam.
- He is precisely the man we're looking for.
Daha titiz olmalıydım.
- I should've been more precise.
Sami ateş etti ve izinsiz giren kişiyi kesin bir şekilde vurdu.
- Sami fired and shot the intruder with precision.
Ölçümde kesinlik önemlidir.
- Precision in measurement is important.
Tom tam zamanında geldi.
- Tom arrived precisely on time.
O çoktan elli yaşından daha fazla olduğunu, tam olarak elli beş olduğunu söyledi.
- He said he was already more than fifty years old, fifty five, to be precise.
Daha doğrusu, hayatın anlamı sorunudur.
- More precisely, it is the question of the meaning of life.
Kusursuz ölçümler gerekli.
- Precise measurements are necessary.
Tam olarak ne yapıyorsun?
- What precisely are you doing?
Tom ne yaptığını tam olarak biliyor.
- Tom knows precisely what he's doing.
Neden öyle düşündüğünü bana tam olarak söyle.
- Tell me precisely why you think so.
Tom Mary'nin nasıl hissettiğini tam olarak biliyordu.
- Tom knew precisely how Mary felt.
Tom ne yaptığını tam olarak biliyor.
- Tom knows precisely what he's doing.
O kesinlikle aradığımız adam.
- He is precisely the man we're looking for.
Tom'la tanışmak istememin nedeni kesinlikle bu.
- That's precisely why I need to meet Tom.
Bu haritacı haritalarda hassasiyeti ile ünlüdür.
- This cartographer is famous for the precision in his maps.
Ölçümde hassasiyet gereklidir.
- Precision in measurement is necessary.
Give me an exact answer.
- Give me a precise answer.
That's exactly what I meant.
- That's precisely what I meant.