الإنجليزية - التركية
تعريف preceding in time, order, or significance في الإنجليزية التركية القاموس.
- precedent
- {i} örnek olay
- precedent
- {s} örneği olan
- precedent
- {s} benzeri olan
- precedent
- yapılageliş
- precedent
- önceki
- precedent
- geçmiş örnek
- precedent
- emsal
Böyle bir durum için emsal yok.
-There is no precedent for such a case.
Emsal olarak belirlendi.
-The precedent has been set.
- precedent
- teamül
- precedent
- {s} eşine rastlanmış
- precedent
- {i} örnek
- precedent
- evvelce vaki olmuş ve tekrar vuku bulması hak veya adet olan şey
- precedent
- {i} âdet, gelenek
- precedent
- {i} örnek oluşturan durum
- precedent
- yapılageli
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف preceding in time, order, or significance في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- precedent
preceding in time, order, or significance
الواصلة
pre·ced·ing in time, order, or sig·ni·fi·canceالنطق
Resimler
المفضلات