Tom vaizin kızına aşık oldu.
- Tom fell in love with the preacher's daughter.
Bir vaizin oğlu olmaktan nefret ediyorum.
- I hate being a preacher's son.
Vaaz vermek uygulamaktan daha kolaydır.
- To preach is easier than to practice.
O bize iyi sağlığın önemi hakkında vaaz verdi.
- He preached to us about the importance of good health.
Koroya vaaz veriyorsun.
- You're preaching to the choir.