pratik yap

listen to the pronunciation of pratik yap
التركية - الإنجليزية
{f} practised

Tom practised his speech in front of the mirror. - Tom, konuşmasını aynanın karşısında pratik yaptı.

{f} practise

Tom practised his speech in front of the mirror. - Tom, konuşmasını aynanın karşısında pratik yaptı.

He usually wants to practise his English on me. - O genellikle İngilizcesini benim üzerimde pratik yapmak istiyor

{f} practiced

I practiced every day. - Her gün pratik yaptım.

Tom must've practiced that a lot. - Tom onu çok pratik yapmış olmalı.

{f} practice

Tom told Mary to practice her tuba somewhere else. - Tom Mary'ye tubasını başka bir yerde pratik yapmasını söyledi.

Andy must have practiced very hard. - Andy çok sıkı pratik yapmış olmalı.

pratik yap
المفضلات