O, Demokratik Parti'nin prestijli ve etkili bir üyesidir. - He is a prestigious and influential member of the Democratic Party.
O, Demokratik Parti'nin prestijli ve etkili bir üyesidir.
He is a prestigious and influential member of the Democratic Party.
Dan prestijli bir müzik okuluna başladı. - Dan attended a prestigious music school.
Dan prestijli bir müzik okuluna başladı.
Dan attended a prestigious music school.