Linda Dan'ı onunla evlenmeye zorlamak için asılsız gebelik iddialarında bulundu.
- Linda made false claims of pregnancy to force Dan to marry her.
Linda, Dan'ı evliliğe zorlamak için hamile olduğunu iddia etti.
- Linda claimed she was pregnant to force Dan into marriage.
Amerikan kuvvetleri geri çekildi.
- American forces were withdrawn.
Hoover, Amerikan kuvvetlerini Nikaragua'dan geri çekti.
- Hoover withdrew American forces from Nicaragua.
Japon askeri güçleri durdurmak için çok güçlü görünüyordu.
- The Japanese military forces seemed too strong to stop.
Japon güçleri Birmanya'ya yürüdü.
- Japanese forces marched into Burma.
Jülyen takvimi Rusya'da yürürlükteydi.
- The Julian calendar was in force in Russia.
Onlar geri yürürlükte olacak.
- They will be back in force.
Kamuoyu baskısı orduyu hareket etmesi için zorladı.
- Public pressure forced the army to act.
Adımı imzalamam için bana baskı yapıldı.
- I was forced to sign my name.
İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
- Persuasion is often more effectual than force.