Bu erteleme, umarız sonuncusu olur.
- Let us hope that this is the last postponement.
Bir erteleme yararlı olur mu?
- Would a postponement help?
Ben randevumu ertelemek zorunda kaldım.
- I had to postpone my appointment.
Yağmur yüzünden oyunu ertelemek zorunda kaldık.
- We had to postpone the game due to rain.
Gidişini ertelemeye karar verdi.
- He decided to postpone his departure.
Toplantının neden ertelendiğini bilmiyorum.
- I don't know why the meeting was postponed.
Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
- We had to postpone the gathering because of rain.
Yağmur bir piknik ertelemesi gerektirdi.
- The rain necessitated a postponement of the picnic.
The lawyer asked for a postponement in the trial so he could spend more time preparing before it began.