Tüm bu olasılıkları düşündüm.
- I've considered all of those possibilities.
Bu olasılıkları zaten kontrol ettim.
- I've already checked those possibilities.
Tom'un tutuklanacağına dair küçük bir olasılık var.
- There's a small possibility that Tom will be arrested.
Adamın öldürüldüğüne dair bir olasılık var.
- There's a possibility that the man was murdered.
Tom birinin evini ateşte yakmış olması ihtimalini kabul edemedi.
- Tom couldn't rule out the possibility that someone had lit his house on fire.
Onun seçimi kazanması için herhangi bir ihtimal var mı?
- Is there any possibility that he'll win the election?
Tom, şartlı tahliye imkanı olmaksızın ömür boyu hapse mahkum edildi.
- Tom has been sentenced to life in prison without the possibility of parole.
... I think that possibilities for some of those things are ...
... is one of the possibilities. ...