Onun eski erkek arkadaşı aşırı sahiplenici ve agresifti.
- Her ex-boyfriend was very possessive and confrontational.
Tom oldukça sahiplenici, değil mi?
- Tom is quite possessive, isn't he?
Sanırım Tom sahip çıkan.
- I think Tom is possessive.
Sen çok sahip çıkansın, değil mi?
- You're very possessive, aren't you?
Günün birinde, bir yelkenliye sahip olmak istiyorum.
- Someday, I would like to possess a sailboat.
Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir.
- Happiness isn't merely having many possessions.
Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir.
- Happiness isn't merely having many possessions.
Haysiyet hiç bir ücrete tabi değildir ama buna gerçekten sahip olan tek kişi benim!
- Dignity doesn't cost anything, but I'm the only one who truly possesses it!
He is very possessive of his car.
My, its and his are possessive adjectives.
It's just has a possessive-pronoun ring to it.
They thought he was possessed by evil spirits.