Onun eski erkek arkadaşı aşırı sahiplenici ve agresifti.
- Her ex-boyfriend was very possessive and confrontational.
Tom çok sahiplenici, değil mi?
- Tom is very possessive, isn't he?
Sen çok sahip çıkansın, değil mi?
- You're very possessive, aren't you?
Sanırım Tom sahip çıkan.
- I think Tom is possessive.
Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir.
- Happiness isn't merely having many possessions.
Günün birinde, bir yelkenliye sahip olmak istiyorum.
- Someday, I would like to possess a sailboat.
Onur sahip olduğumuz en değerli şey.
- Honor is the most precious thing we possess.
Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir.
- Happiness isn't merely having many possessions.
He is very possessive of his car.
My, its and his are possessive adjectives.
It's just has a possessive-pronoun ring to it.
They thought he was possessed by evil spirits.