possessing charm and attractive

listen to the pronunciation of possessing charm and attractive
الإنجليزية - التركية
sahip çekici ve cazibeli
beautiful
{s} güzel

İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir. - Switzerland is a very beautiful country and well worth visiting.

Ne güzel bir gökkuşağı! - What a beautiful rainbow!

beautiful
{s} nefis
beautiful
zarif

O güzel ve ayrıca çok zarif. - She is beautiful, and what is more, very graceful.

Buz pateni zarif ve güzel olabilir. - Ice skating can be graceful and beautiful.

beautiful
gökçe
beautiful
{s} hoş

Tom sadece güzel kızlardan hoşlanıyor. - Tom likes only beautiful girls.

O en güzel çiçekten hoşlanır. - He likes the most beautiful flower.

beautiful
beautifully güzel bir şekilde
beautiful
ahım şahım
beautiful
keleş
beautiful
gül gibi
beautiful
{s} (çok) güzel
beautiful
akça pakça
beautiful
{s} biçimli
beautiful
harika

Piknik için harika bir gün, değil mi? - Isn't it a beautiful day for a picnic?

Gökyüzünün harika rengi az sonra yok oldu. - The beautiful color of the sky soon faded away.

beautiful
çok iyi
beautiful
{s} tatlı

Bu çiçek tatlı kokuyor. - This flower smells beautiful.

O güzel değildi ama onun büyük, nazik kahverengi gözleri ve tatlı bir gülümsemesi vardı. - She wasn't beautiful, but she had big, kind brown eyes and a sweet smile.

beautiful
ahu gibi
الإنجليزية - الإنجليزية
beautiful
possessing charm and attractive

    الواصلة

    possessing charm and at·trac·tive

    التركية النطق

    pızesîng çärm ınd ıträktîv

    النطق

    /pəˈzesəɴɢ ˈʧärm ənd əˈtraktəv/ /pəˈzɛsɪŋ ˈʧɑːrm ənd əˈtræktɪv/
المفضلات