possessing, or being in a state of, heath and soundness; healthy; sound; well

listen to the pronunciation of possessing, or being in a state of, heath and soundness; healthy; sound; well
الإنجليزية - التركية

تعريف possessing, or being in a state of, heath and soundness; healthy; sound; well في الإنجليزية التركية القاموس.

whole
{s} bütün

Bütün pastayı yiyecek mi? - Will he eat the whole cake?

Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim. - I spent the whole afternoon chatting with friends.

whole
{i} tüm

O, yarışı birinci bitirdiğinde, tüm ülke için bir zaferdi. - It was a victory for the whole country when he finished first in the race.

Tüm Dünya Zirve toplantısını izliyor. - The whole world is watching the summit conference.

whole
tamamen

Sana tamamen katılıyorum. - On the whole I agree with you.

Tom bütün gece tamamen uyanık kaldı. - Tom remained wide awake the whole night.

whole
{i} toplam

Bütün, parçaların toplamından daha büyüktür. - The whole is greater than the sum of the parts.

whole
bütünlüklü
whole
tek parça
whole
{s} yarasız beresiz
whole
sağlığı yerinde
whole
(sıfat) bütün, toplu, tüm, tam, sağlam, sağlıklı, yarasız beresiz, öz
whole
tam; bütün, tüm: He stayed there for a whole week. Tam bir hafta orada kaldı. She talked the whole time. Hep konuştu. Give me your whole
whole
sonuna kadar uğraşmak
whole
sağ

Tüm insanlar sağlıklı ve kültürlü yaşam minimum standartlarını koruma hakkına sahip olacaktır. - All people shall have the right to maintain the minimum standards of wholesome and cultured living.

Sağlığımı geri kazanmak tam bir yılımı aldı. - It took me a whole year to recover my health.

whole
tam şey
whole
iyileşmiş
whole
şişe kanı
whole
go the whole hog bir işi tam yapmak
whole
{s} toplu

Gruplar ya küçük bir toplulukla ya da tüm dünya ile bir ilgi paylaşmak için iyi bir yoldur. - Groups are a good way to share an interest with either a small community or the whole world.

İlk olarak bir C kursu aldığım zaman sınıfta açıklanan tek bir şeyi anlayamadım. Allah'a şükür ki bütün topluluğun nasıl çalıştığını bana açıklamak için bir programcı olan bir arkadaşım var. - When I first took a C course, I couldn't understand a single thing explained in class. Thank God I got a friend of mine who's a programmer to explain to me how the whole caboodle works.

whole
{s} 1. tam; bütün, tüm: He stayed there for a whole week. Tam bir hafta orada kaldı. She talked the whole time. Hep konuştu. Give me your whole
whole
{s} sağlam
الإنجليزية - الإنجليزية
whole
possessing, or being in a state of, heath and soundness; healthy; sound; well

    الواصلة

    possessing, or be·ing in a state of, Heath and soundness; healthy; sound; well

    النطق

المفضلات