Sadece küçük bir kısım.
- Just a small portion.
O, kira payını ödemedi.
- He has not paid his portion of the rent.
Ülke dünya yüzeyinin küçük bir bölümünü kaplar.
- Land occupies the minor portion of the earth's surface.
Bu bölüm için teknik bir şemanız var mı?
- Do you have a technical diagram for this portion?
Lütfen, büyük bir parça istiyorum.
- I'd like a large portion, please.
Tom küçük porsiyon bir pasta aldı.
- Tom got a small portion of pie.
Küçük porsiyonların var mı?
- Have you got small portions?