Sadece küçük bir kısım.
- Just a small portion.
O, kira payını ödemedi.
- He has not paid his portion of the rent.
Ülke dünya yüzeyinin küçük bir bölümünü kaplar.
- Land occupies the minor portion of the earth's surface.
Bu bölüm için teknik bir şemanız var mı?
- Do you have a technical diagram for this portion?
Lütfen, büyük bir parça istiyorum.
- I'd like a large portion, please.
İkinci porsiyon et içerir.
- The second portion contains meat.
Bir sürahi bira ve bir porsiyon patates kızartması istiyorum.
- I want a pitcher of beer and a portion of chips.
... is ' which is the portion of the law which says that employers could be able to determine ...
... small portion of what's available. ...