Lütfen, büyük bir parça istiyorum.
- I'd like a large portion, please.
Tom küçük porsiyon bir pasta aldı.
- Tom got a small portion of pie.
O restorandaki porsiyonlar bol.
- The portions at that restaurant are generous.
Kütüphanenin bu bölümü halka açık değil.
- This portion of the library is off-limits to the public.
Bu bölüm için teknik bir şemanız var mı?
- Do you have a technical diagram for this portion?
Sadece küçük bir kısım.
- Just a small portion.
O, kira payını ödemedi.
- He has not paid his portion of the rent.
... small portion of what's available. ...
... is ' which is the portion of the law which says that employers could be able to determine ...