التركية - الإنجليزية
تعريف portekiz في التركية الإنجليزية القاموس.
- Portugal
My ex-boyfriend was brought up in Portugal.
-Eski erkek arkadaşım Portekiz'de yetiştirildi.
She's the French ambassador to Portugal.
-Portekiz'in Fransız büyük elçisidir.
- Portuguese, of Portugal
- Portugal; Portuguese
- portegue
- portague
- Portuguese
Nick can speak Portuguese very well. That's because he's been studying it for 5 years.
-Nick Portekizce'yi çok iyi konuşabilir. Çünkü 5 yıldır onu öğreniyor.
He speaks Portuguese.
-O Portekizce konuşur.
- portekiz esküdosu
- portuguese escudos
- portekiz akıntısı
- (Denizbilim) portugal current
- portekiz altını
- type of gold Portuguese coin
- portekiz altını
- moidore
- portekiz draması
- portuguese drama
- portekiz edebiyatı
- portuguese literature
- portekiz iberya dili
- portuguese iberian
- portekiz para birimi
- conto
- portekiz para birimi
- escudo
- portekiz romanı
- portuguese fiction
- portekiz semenderi
- (Latin) chioglossa lusitanica
- portekiz:pt
- (Bilgisayar) portugal: pt
- ıspanyol veya portekiz kökenli yahudiler
- Sephardim