Yaşlı adam acı bir şekilde gülmeye başladı.
- The old man started to laugh sadly.
Film öyle acıklı idi ki herkes ağladı.
- The movie was so sad that everybody cried.
Film öyle acıklı idi ki herkes ağladı.
- The movie was so sad that everybody cried.
Çok acıklı bir durumla karşı karşıyayız.
- We are faced with a very sad situation.
Bana böyle hüzünlü bakma.
- Don't give me such a sad look.
Bu öylesine hüzünlü bir hikaye.
- This is such a sad story.
O, hüzünle gülümseyerek konuşmaya başladı.
- Smiling sadly, she began to talk.
Bu öylesine hüzünlü bir hikaye.
- This is such a sad story.
O, bana üzüntülü şekilde baktı.
- She looked sadly at me.
Tebessümün arkasında üzüntüsünü sakladı.
- He hid his sadness behind a smile.