ألمانية - التركية
تعريف polizeilich في ألمانية التركية القاموس.
- {poli'tsaylih} polise ait
- polisçe, zabıtaca; polisle ilgili
- polisiye
- polisçe
- sich polizeilich melden
- polise kaydolmak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - التركية
تعريف polizeilich في الإنجليزية التركية القاموس.
- police
- polis
O bir polis memuru oldu.
-He became a police officer.
Polis bir adamla sokakta konuştu.
-The policeman spoke to a man on the street.
- police
- denetlemek
- police
- sakçı denetiminde bulundurmak
- police
- sakçılar
- police
- kontrol etmek
- police
- polis kuvvetiyle güvenliği sağlamak
- police
- i., çoğ. polisler, polis memurları. f
- police
- polis vasıtasıyla düzeni sağlamak
- police
- {f} garnizonu temiz tutmak
- police
- {f} kontrol altında tutmak
- police
- inzibat memurları
- police
- polis idaresi
- police
- {f} polislerle güvenliği sağlamak
- police
- (fiil) polislerle güvenliği sağlamak, güvenliği sağlamak, yönetmek, kontrol altında tutmak, garnizonu temiz tutmak
- police
- {i} nöbet
Polis o gün nöbetçiydi.
-The policeman was on duty on that day.
- police
- polis tayin etmak
- police
- {f} yönetmek
- police
- emniyet amirliği dairesi
المصطلحات ذات الصلة
ألمانية - الإنجليزية
تعريف polizeilich في ألمانية الإنجليزية القاموس.
- police
- by the police
- polizeilich überwacht werden
- to be under police surveillance
- 2005 trat er polizeilich (mit einer Straftat) in Erscheinung.
- In 2005 he came to the attention of (the) police (for an offence)
- Die Sache wurde polizeilich bekannt, als …
- The matter came to the attention of the police when …
- Gegen ihn wird bereits wegen Körperverletzung polizeilich ermittelt.
- He is already being investigated by the police on suspicion of bodily injury
- Parken polizeilich verboten!
- Police notice - no parking!
- sich polizeilich anmelden (Umzug)
- to register with the police
- sich polizeilich melden
- to register with the police
- sich polizeilich melden (wegen eines Delikts)
- to report to the police