politikacıların

listen to the pronunciation of politikacıların
التركية - الإنجليزية
pols
plural of pol
politika
(Hukuk) policy

Federalist leaders denounced Jefferson's policy. - Federalist liderler Jefferson'ın politikasını kınadı.

Adopting the new policy was the best thing this company ever did. - Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.

politika
politics

I am trying to understand the politics of my country. - Ülkemin politikasını anlamayı deniyorum.

After the war, Ford entered politics. - Savaştan sonra, Ford politikaya girdi.

politika
political line, political conduct, political policy
politika
behavior resembling that of a crafty politician, politicness, expediency
politika
polity
politika
politics; policy
politika
expedient
التركية - التركية

تعريف politikacıların في التركية التركية القاموس.

POLİTİKA
(Hukuk) Siyaset; devlet işlerini yürütme ve yönetme; bir amaca varmak için izlenen yöntem
POLİTİKA
(Osmanlı Dönemi) İtl. Memleket işlerini idare için tutulan ölçülü yol. Siyaset
politika
Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı, siyaset, siyasa: "Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı maliye politikasının sosyal amacıdır."- Anayasa
politika
Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı, siyaset, siyasa
politika
Yöntem: "Bir mirasyedi politikasıyla, birikmiş altını, el sürülmedik kaynaklarını har vurup harman savurdular."- N. Cumalı
politika
Bir hedefe varmak için karşısındakilerin duygularını okşamak, zayıf noktalarından veya aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanmak gibi yollarla işini yürütme: "Bana karşı kullandığı tehdit ve şantaj politikası güverte halkınca malumdu."- Y. K. Karaosmanoğlu
politika
Yöntem
politikacıların
المفضلات