That politician is well versed in internal and external conditions.
- O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.
The politician receives on Wednesdays.
- Politikacı çarşamba günleri kabul ediyor.
Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
- Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
America once favored a policy of isolationism.
- Amerika bir zamanlar soyutlanma politikasını tercih etti.
My son took an early interest in politics.
- Oğlum politikaya erken ilgi duydu.
After the war, Ford entered politics.
- Savaştan sonra, Ford politikaya girdi.