Tom uzun süre Mary'yi görmedi.
- Tom hasn't seen Mary in ages.
Eski arkadaşlarımdan biri uzun süredir ilk defa beni ziyaret etti.
- An old friend of mine dropped in on me for the first time in ages.
Uzun zamandır bir erkek arkadaşım yok.
- I haven't had a boyfriend in ages.
Uzun zamandır o espriyi duymadım.
- I haven't heard that joke in ages.
Bir çocuk 13 ve 16 yaşları arasında hızla gelişir.
- A child develops rapidly between the ages of 13 and 16.
İki çocuğun yaşları toplandığında babalarınkine eşit oluyordu.
- The ages of the two children put together was equivalent to that of their father.