Babam bir fabrika için çalışmaktadır.
- My father works for a factory.
Benim babam bir fabrikada çalışır.
- My father works in a factory.
Picasso'nun çalışmalarını severim.
- I like the works of Picasso.
Onun en son çalışmaları geçici sergide.
- His latest works are on temporary display.
Ressam birçok güzel sanat eserleri üretir.
- The painter produces many fine works of art.
Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi?
- Can computers actually translate literary works?
Beton karma tesisi sadece şantiyeden bir mil uzakta.
- The concrete mixing plant is just a mile from the worksite.
Karıştırma tesisinden şantiyeye beton taşımak için doksan dakikamız var.
- We have ninety minutes to carry the concrete from the mixing plant to the worksite.
Boş eller internetin atölyesidir.
- Idle hands are the Internet's workshop.
Ben atölyede çalışıyorum.
- I am working at the workshop.
Ben işlerin kontrolünü aldım.
- I got control of the works.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
O tamamen reklam yapıldığı gibi çalışır.
- It works exactly as advertised.
Atölyesinde bir tablo yapıyor.
- He's making a table in his workshop.
Tom tembel bir çocuk değildir, İşin aslına bakarsanız, o çok çalışır.
- Tom is not a lazy boy. As a matter of fact, he works hard.
İlacın nasıl işe yaradığını öğreneceğim.
- I will find out how the medicine works.