تعريف plotting في الإنجليزية التركية القاموس.
- (Askeri) tersim
- (Askeri) işaretleme
- (Askeri) plotin
- (Askeri) plana geçirme
- çizim yapma
- grafik anlatım
- (Askeri) grafik
- krokisini çizme
- (Askeri) kıymetlendirme
- (Askeri) noktalama
- (Askeri,Teknik) çizme
- (Nükleer Bilimler) çizim
- (Askeri) İŞARETLEME; TERSİM; ÇİZME; KIYMETLENDİRME; PLANA GEÇİRME; NOKTALAMA; PLOTİN (DZ): Kara, hava, deniz haritaları veya şema üzerinde hedeflerin mevkileri ile istikamet vesairelerin işaretlenmesi
- plot
- komplo
Onların hepsinin komploda yer aldığını düşünüyorum.
- I think most of them took part in the plot.
Onlar bir komplo olduğuna inanıyordu.
- They believed there was a plot.
- plot
- entrika
- plot
- arsa
Arsa o kadar önemli değil.
- The plot isn't that important.
- plotting vector
- (Bilgisayar) çizim vektörü
- plotting paper
- kareli kâğıt
- plotting head
- kafa çizim
- plotting instrument
- enstrüman çizim
- plotting and relocating board
- (Askeri) KIYMETLENDİRME VE KESTİRME PLANI: Üzerinde bir batarya atış sahasının, ölçek dahilinde gösterildiği bir levhadan ibaret cihaz. Bir kıymetlendirme ve kestirme planı üzerinde, gözetleme noktaları, baz hattı ile batarya ortası veya esas top, mikyas dahilinde ve yek diğerine nazaran nispi mevkilerinde gösterilir. Kıymetlendirme ve kestirme planından, hedefin gözetlendiği mevkileri işaretleme ve gerekli atış sahalarının hesaplanabilmesi için bilgileri önceden bildirme hususunda faydalanılır
- plotting and relocating board mechanism
- (Askeri) KIYMETLENDİRME VE KESTİRME TERTİBATI: Bak. "plotting and recolating board"
- plotting board
- (Askeri) KIYMETLENDİRME LEVHASI (HV. ): Hareket eden bir cisim veya cisimlerin belirli koordinatlara veya sabit cisimlere nazaran hareketini gösteren bir levha
- plotting board m10
- (Askeri) MEVZİ KIYMETLENDİRME LEVHASI: Topçuda; plansız atışta, özel düzeltmelerin hesaplanmasında, değişik durumlarda, cephesinin bulunmasında kullanılan bir alet
- plotting chart
- (Askeri) (NAVIGATION) PLOTLAMA HARİTASI (SEYRÜSEFER-SEYİR): Seyrüseferin grafik yöntemi için hazırlanmış harita
- plotting chart
- (Askeri) seyrüsefer tersimat haritası
- plotting paper
- çizim kağıdı
- plotting position
- (Askeri) grafik konumu
- plotting room
- (Askeri) noktalama odası
- plotting room
- (Askeri) kıymetlendirme odası
- plotting room
- (Askeri) KIYMETLENDİRME ODASI; NOKTALAMA ODASI (HV. SAV. ): Bak. "fire direction center"
- plotting scale
- (Askeri) ölçek cetveli
- plotting scale
- (Askeri) mesafe cetveli
- plotting scale
- (Askeri) ÖLÇEK CETVELİ; MESAFE CETVELİ: Üzerinde çeşitli taksimat bulunan ve haritalar üzerindeki mesafeleri ölçmekte kullanılan cetvel
- plotting station
- (Askeri) KIYMETLENDİRME İSTASYONU: Bak. "plotting room"
- plotting station
- (Askeri) kıymetlendirme istasyonu
- plotting vector
- çizm vektörü
- plot
- {i} hikâyenin konusu
- plot
- {f} grafiğini çizmek
- plot
- tema
Temanın ana fikri açık değil.
- The main idea of the plot is not clear.
- plot
- olaylar dizisi
- plot
- {i} fesat
- plot
- {i} parsel
- plot
- {i} arazi parçası
Bu arazi parçası benim malımdır.
- This plot of land is my property.
- plot
- {i} kumpas
Tom projeyi yok etmek için bir kumpas kurdu.
- Tom plotted to destroy the project.
Tom'un ne kumpas kurduğunu bilmiyorum.
- I don't know what Tom is plotting.
- plot
- kumpas kurmak
- plot
- {i} suikâst
Araştırmacılar, bir suikast planını ortaya çıkardılar.
- Investigators uncovered an assassination plot.
Suikast komplosu başarısız oldu.
- The assassination plot failed.
- plot
- (Askeri) GRAFİK, HARİTA, HAVA HARİTASI, DENİZ HARİTASI, PLAN, ŞEMA: Çeşitli arazi ve deniz bilgileri veren kara hava veya deniz haritası veya grafik
- plot
- plan
Müfettişler bir uçak kaçırma planını bozdular.
- Investigators foiled a plot to hijack an airplane.
Tom karısını öldürmek için şeytani bir plan hazırladı.
- Tom masterminded a diabolic plot to kill his wife.
- plot
- olay örgüsü
- plot
- fesat karıştırmak
- plot
- çizim
- plot
- (Bilgisayar) çizdir
- plot
- dolap çevirmek
- plot
- (Tıp,Teknik) çizim yapmak
- plot
- entrikacı
- plot
- haritada göstermek
- plot
- dalavere çevirmek
- plot
- planını çizmek
- plot
- gizli plan
- plot
- dolap
Tom, Meryem ile benim bir dolap çevirdiğimizden şüpheleniyor.
- Tom suspects that Mary and I are plotting something.
- plot
- (Tıp) grafiğe dönüştürmek
- plot
- ayak oyunu
- plot
- arazi
Bu arazi parçası benim malımdır.
- This plot of land is my property.
- plot
- çizdirmek
- plot
- haritasını çıkarmak
- plot
- (Politika, Siyaset) suikast düzenlemek
- plot
- (Havacılık) plot
- plot
- tertip
- plot
- (Biyokimya) çizit
- plot
- komplo kurmak
- plot
- işaretlemek
- plot
- (roman/vb.'de) olay örgüsü
- plot
- suikast
Araştırmacılar, bir suikast planını ortaya çıkardılar.
- Investigators uncovered an assassination plot.
Ona suikast yapılacağı planından habersizdi.
- He was ignorant of the plot to assassinate him.
- plot
- çiz
Sanırım onlar bir şey çiziyorlar.
- I think they're plotting something.
- plot
- {i} hedef noktası
- plot
- parsellemek
- tape plotting system
- şerit çizim sistemi
- air surveillance plotting board
- (Askeri) HAVA GÖZETLEMESİ KIYMETLENDİRME LEVHASI: Özel bir bölgenin küçük ölçekli, gridli bir hava savunma haritası. Hava kontrol merkezinde tutulur. Üzerine radar veya kara gözetleme tesislerinin menzilleri dahilindeki dost ve düşman bütün uçakların o andaki yerleri, miktarları ve irtifaları işaretlenmiştir
- direct plotting
- (Askeri) DİREKT HEDEF TESPİTİ: Tek bir top mevziinden hedefin mesafe ve istikamet açısının hesaplanması bataryadaki diğer topların ihtiyaçlarını da karşıladığı zaman, harekat halindeki bir hedef için atış hesaplarını tayin etmekte kullanılan usul. Ayrı kıymetlendirme (offset plotting) terimi, birden fazla topa atış esasları verilmesi gerektiği zaman kullanılır
- offset plotting
- (Askeri) ayrı kıymetlendirme
- offset plotting
- (Askeri) AYRI KIYMETLENDİRME: Bir bataryanın her topuna ayrı mesafe ve istikametlerin gönderilmesi gerektiği hallerde uygulanan atış esaslarını değerlendirme usulü
- plot
- {f} plânını çıkarmak
- plot
- {i} radarda görünen nokta
- plot
- {f} plân üzerinde işaretlemek
- plot
- plotting paper kareli kâğıt
- plot
- çiz,v.çiz: n.çizim
- plot
- f plan veya haritasını çıkarmak
- plot
- kötü niyetlerle plan yapmak
- plot
- {f} yerini belirlemek
- plot
- plan veya harita üzerinde işaretlerle göstermek aradaki noktaları birleştirerek çizgi çizmek
- plot
- plotterplan yapan
- plot
- {f} kroki üzerinde göstermek
- plot
- (Nükleer Bilimler) çizmek
- sound ranging plotting board
- (Askeri) SES ÖLÇME KIYMETLENDİRME PLANI: Bir ses kaynağının yerini tespit için kullanılan standart kıymetlendirme planı
- submarine plotting board
- (Askeri) denizaltı plot levhası
- submarine plotting board
- (Askeri) DENİZALTI PLOT LEVHASI: Üzerinde denizaltı harekatının plot veya takip edildiği bir harekat durum levhası