تعريف plotter في الإنجليزية التركية القاموس.
- {i} komplocu
- entrikacı/çizici/plancı
- {i} entrikacı
- (Tekstil) ploter
- pilotlayıcı
- (Askeri) işaretleyici
- fesatçı
- çizici
- {i} plân yapan kimse
- (Askeri) İŞARETLEYİCİ: Bir hava veya haber verme ve ikaz hizmetindeki radar işaretleme planı (radar board), noktalama masası (plotting board) veya süzme grafiği (filter board) üzerinde bir uçağa ait mevkii işaret veren kimse
- {i} kışkırtıcı
- grafik çizici
- fitçi
- plot
- komplo
Gazeteye göre o, komploya katıldı.
- According to the newspaper, he participated in the plot.
Onların hepsinin komploda yer aldığını düşünüyorum.
- I think most of them took part in the plot.
- plot
- entrika
- plot
- arsa
Arsa o kadar önemli değil.
- The plot isn't that important.
- plotter pens
- Çizici Kalemleri
- plot
- {i} hikâyenin konusu
- plot
- {f} grafiğini çizmek
- plot
- tema
Temanın ana fikri açık değil.
- The main idea of the plot is not clear.
- plot
- olaylar dizisi
- plot
- {i} fesat
- plot
- {i} parsel
- plot
- {i} arazi parçası
Bu arazi parçası benim malımdır.
- This plot of land is my property.
- plot
- {i} kumpas
Tom'un ne kumpas kurduğunu bilmiyorum.
- I don't know what Tom is plotting.
Tom projeyi yok etmek için bir kumpas kurdu.
- Tom plotted to destroy the project.
- plot
- kumpas kurmak
- plot
- {i} suikâst
Araştırmacılar, bir suikast planını ortaya çıkardılar.
- Investigators uncovered an assassination plot.
Ona suikast yapılacağı planından habersizdi.
- He was ignorant of the plot to assassinate him.
- plot
- (Askeri) GRAFİK, HARİTA, HAVA HARİTASI, DENİZ HARİTASI, PLAN, ŞEMA: Çeşitli arazi ve deniz bilgileri veren kara hava veya deniz haritası veya grafik
- plot
- plan
Ona suikast yapılacağı planından habersizdi.
- He was ignorant of the plot to assassinate him.
Tom karısını öldürmek için şeytani bir plan hazırladı.
- Tom masterminded a diabolic plot to kill his wife.
- plot
- olay örgüsü
- plot
- fesat karıştırmak
- plot
- çizim
- plot
- (Bilgisayar) çizdir
- plot
- dolap çevirmek
- plot
- (Tıp,Teknik) çizim yapmak
- plot
- entrikacı
- plot
- haritada göstermek
- plot
- dalavere çevirmek
- plot
- planını çizmek
- plot
- gizli plan
- plot
- dolap
Tom, Meryem ile benim bir dolap çevirdiğimizden şüpheleniyor.
- Tom suspects that Mary and I are plotting something.
- plot
- (Tıp) grafiğe dönüştürmek
- plot
- ayak oyunu
- plot
- arazi
Bu arazi parçası benim malımdır.
- This plot of land is my property.
- plot
- çizdirmek
- plot
- haritasını çıkarmak
- plot
- (Politika, Siyaset) suikast düzenlemek
- plot
- (Havacılık) plot
- plot
- tertip
- plot
- (Biyokimya) çizit
- curve plotter
- eğri çizici
- data plotter
- veri çizici
- drum plotter
- tambur çizici
- pen plotter
- çizici
- plot
- komplo kurmak
- plot
- işaretlemek
- plot
- (roman/vb.'de) olay örgüsü
- plot
- suikast
Araştırmacılar, bir suikast planını ortaya çıkardılar.
- Investigators uncovered an assassination plot.
Ona suikast yapılacağı planından habersizdi.
- He was ignorant of the plot to assassinate him.
- plot
- çiz
Sanırım onlar bir şey çiziyorlar.
- I think they're plotting something.
- x y plotter
- x y çizicisi
- chart plotter
- grafik çizici
- flatbed plotter
- flatbed çizici
- graphics plotter
- grafik çizici
- plot
- {i} hedef noktası
- plot
- parsellemek
- plotters
- çizici
- warper, plotter, schemer
- Plotter, entrikacı warper
- aircraft plotter
- (Askeri) TAYYARE PLOTLAMA ALETİ; TAYYARENİN TERSİM ALETİ: Bir tayyarenin hakiki uçuş yolunun zemin üzerindeki izini, planlanmış rotasını, mevki hatlarını ve istikamet açılarını hava haritasına işaretlemek için kullanılan bir cihaz
- aircraft warning plotter
- (Askeri) TAYYARE İKAZ İŞARETLEYİCİSİ: Bak "aircraft plotter"
- flatbad plotter
- masa tipi cizici
- heading plotter
- (Askeri) TAKSİMATLI PUSULABAŞI DAİRESİ: Bak. "computer E-6-B"
- plot
- {f} plânını çıkarmak
- plot
- {i} radarda görünen nokta
- plot
- {f} plân üzerinde işaretlemek
- plot
- plotting paper kareli kâğıt
- plot
- çiz,v.çiz: n.çizim
- plot
- f plan veya haritasını çıkarmak
- plot
- kötü niyetlerle plan yapmak
- plot
- {f} yerini belirlemek
- plot
- plan veya harita üzerinde işaretlerle göstermek aradaki noktaları birleştirerek çizgi çizmek
- plot
- plotterplan yapan
- plot
- {f} kroki üzerinde göstermek
- plot
- (Nükleer Bilimler) çizmek
- stereo plotter
- (Bilgisayar) stereo çizici
- target plotter
- (Askeri) HEDEF İŞARETLEYİCİ: Hareket halindeki bir hedefin takip ettiği yolu işaretleyen kimse
- target plotter
- (Askeri) hedef işaretleyicisi
- x y plotter
- x-y çizicisi