pleite

listen to the pronunciation of pleite
ألمانية - التركية
n {'playtı} e iflas; başarısızlık fiyasko
[die] iflas, batkınlık; başarısızlık, fiyasko
(1) {'playtı} züğürt
züğürt
Pleite machen
iflas etmek, batmak
الإنجليزية - التركية

تعريف pleite في الإنجليزية التركية القاموس.

bankruptcy
iflas

Şirketin iflas edeceği hakkında dolaşan bir söylenti var. - There's a rumor in the air that the firm is going into bankruptcy.

Bu iflasımızı sunmak zorunda olduğumuz anlamına mı geliyor? - Does this mean that we have to file bankruptcy?

broke
parasız

Tom'un ilk karısı onu aldattı, ve o, Mary ile tanıştığında beş parasızdı. - Tom's first wife fleeced him, and he was broke when he met Mary.

Tom bana beş parasız görünmüyor. - Tom doesn't look broke to me.

broke
{s} züğürt

O ayın sonunda her zaman züğürttür. - He's always broke at the end of the month.

Züğürt olmasam onu alırdım. - If I weren't broke, I'd buy it.

broke
{s} meteliksiz

Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu söyledi. - Tom said Mary is broke.

Seninle gitmek istiyorum fakat meteliksizim. - I want to go with you, but I'm broke.

broke
{f} kır

Bu pencere kim tarafından kırıldı? - By whom was this window broken?

Kayak yaparken bacağını kırdı. - He broke his leg skiing.

broke
eli boş
bankruptcy
batkı
bankruptcy
{i} yenilgi
bankruptcy
{i} mahvolma
bankruptcy
{i} batış
bankruptcy
{i} başarısızlık
bankruptcy
(Kanun) acz hali
bankruptcy
fraudulent bankruptcy hileli iflas
broke
{s} cebi delik
broke
f., bak. break
ألمانية - الإنجليزية