Seks hayatın en büyük zevklerinden biridir.
- Sex is one of life's greatest pleasures.
Şehirde yaşayan insanlar kır yaşantısının zevklerini bilmezler.
- People living in town don't know the pleasures of country life.
O, kadınları anlamlı bir meşgale olmaktan daha ziyade tek kullanımlık zevk olarak görüyor.
- He regards women as disposable pleasures rather than as meaningful pursuits.
Biz kitaplardan çok zevk elde ederiz.
- We derive a lot of pleasure from books.
Okumak, yaşamın büyük keyiflerinden biridir.
- Reading is one of life's great pleasures.
Bu kitap sana büyük keyif verecek.
- This book will give you great pleasure.
Ben son zamanlarda üretim bölümü müdürü olduğunu öğrenmekten memnuniyet duydum.
- I had the pleasure of learning that you recently became the manager of the production division.
Mary'nin gözleri sevinçle parlıyordu.
- Maria's eyes lightened with pleasure.
Bir eğlence teknesi var gibi görünüyor.
- It looks like there's a pleasure boat.
İşi eğlenceyle karıştırmaktan hoşlanmıyorum.
- I don't like to mix business with pleasure.
The puppy was a pleasure.
What is your pleasure, coffee or tea?.
Johnny pleasured Jackie orally last night.
at Congress's pleasure: whenever or as long as Congress desires.