pleasing or appealing to the senses

listen to the pronunciation of pleasing or appealing to the senses
الإنجليزية - التركية

تعريف pleasing or appealing to the senses في الإنجليزية التركية القاموس.

attractive
çekici

Onun karizmasının çekiciliği diğer insanları dinlettirdi. - The attractiveness of his charisma made other people listen.

Jon, Tom'dan çok daha çekicidir. - Jon is far more attractive than Tom.

attractive
{s} cazibeli

Mary çok cazibeli bir kadın. - Mary is a very attractive woman.

Onu cazibeli buluyor musun? - Do you find him attractive?

attractive
{s} alımlı

Sanırım o, alımlı ve çekici. - I think she is charming and attractive.

attractive
{s} cazip

Senin için cazip bir teklifim var. - I've got an attractive proposition for you.

Bu düşünce çok cazip. - The idea is very attractive.

attractive
{s} göz alıcı
attractive
ilgi çeken
attractive
atraktif
attractive
alımlı çalımlı
attractive
merak uyandıran
attractive
frapan
attractive
çekici alımlı havalı
attractive
ilginç

Aslında onu sevmiyorum, sadece ilginç buluyorum. - It's not that I seriously like him. I just find him very attractive.

Tokyo benim için en az ilginç şehirdir. - Tokyo is the least attractive town to me.

attractive
hoş
attractive
güzel

Mary kız kardeşi kadar güzel değil fakat hâlâ oldukça çekici. - Mary isn't as beautiful as her sister, but she's still quite attractive.

O çok sevimlidir, yani, çekici ve güzeldir. - She is very pretty, I mean, she is attractive and beautiful.

attractive
{s} ilgi çekici

Onun hakkında ilgi çekici ne bulabilirsin? - What do you find attractive about her?

الإنجليزية - الإنجليزية
attractive

He is an attractive fellow with a trim figure.

pleasing or appealing to the senses

    الواصلة

    pleas·ing or ap·peal·ing to the senses

    التركية النطق

    plizîng ır ıpilîng tı dhi sensîz

    النطق

    /ˈplēzəɴɢ ər əˈpēləɴɢ tə ᴛʜē ˈsensəz/ /ˈpliːzɪŋ ɜr əˈpiːlɪŋ tə ðiː ˈsɛnsɪz/
المفضلات