Fırında çalışan kız şirin.
- The girl who works at the bakery is pretty.
Şirin ol ve kapa çeneni!
- Be pretty and shut up!
Birçok kızlar sevimli olduklarını düşünürler.
- Most girls think that they are pretty.
Şüphesiz sevimli, ama güzel değil.
- She is no doubt pretty, but she isn't beautiful.
O araba satıcısı oldukça acayip bir adam.
- That car salesman was a pretty off the wall kind of guy.
O oldukça güzel söyledi.
- She sang pretty well.
Tom notasız piano çalmada oldukça iyidir.
- Tom is pretty good at playing piano by ear.
Tom Fransızcayı oldukça iyi konuşabilir.
- Tom can speak French pretty well.
Dave'in yeni arabası için epeyce para ödediğine bahse girerim.
- I bet Dave paid a pretty penny for his new car.
Tom epeyce utangaç, değil mi?
- Tom is pretty shy, isn't he?
Beşikteki bebek çok şirindir.
- The baby in the cradle is very pretty.
Park oldukça büyüktür; Çok sayıda ağaçları ve çok sayıda çiçekleri vardır.
- This park is pretty big; it has a lot of trees and many flowers.
To escape a violent beating from sailors to whom he has sold a non-functioning car, Jerry takes his stepfamily for a holiday in a trailer park miles away, where, miraculously, young Nick meets a very pretty young woman called Sheeni, played by Portia Doubleday.