Hiçbir müzisyen o müziği cenaze töreninde çalmayı düşünmezdi.
- No musician would have thought of playing that music at the funeral.
Gitar çalmak benim hobim.
- My hobby is playing the guitar.
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
- You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
O, tenis oynamaya düşkün.
- He is fond of playing tennis.
Tam o sırada parktaki işçiler bazı küçük oyun kartları getirdiler.
- Just then, the workers in the park brought over some small playing cards.
Bilgisayar oyunu oynuyorum.
- I am playing a browser game.
Yangın çocukların kibritlerle oynamasından kaynaklandı.
- The fire was brought about by children's playing with matches.
Kesinlikle,kart oynamayı severim.
- Certainly, I like playing cards.
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
- You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
Tom'un oyun oynayarak ne kadar çok zaman harcadığına şaşırırdın.
- You'd be amazed how much time Tom spends playing games.
Hobim gitar çalmaktır.
- My hobby is playing the guitar.
Gitar çalmak eğlencelidir.
- Playing the guitar is fun.
Parkta oynamak eğlenceliydi.
- It was fun playing in the park.
Oynamak için lütfen okul bahçesine gidin.
- Please go to the playground to play.
Resident Evil 4 şu ana kadar oynadığım en iyi oyunlardan biridir.
- Resident Evil 4 is one of the best games I have ever played.
Baba, dışarıya çıkıp oyun oynayabilir miyim?
- Daddy, may I go out and play?
Piyes çok eglenceliydi; oraya gitmeliydin.
- The play was very amusing; you ought to have gone there.
Tatoeba ukalalar için ilgi çekici bir oyun alanıdır.
- Tatoeba is an interesting playing field for smartasses.
Satranç oynamaktan hoşlanmıyorum ve hiç oynamadım.
- I don't enjoy playing chess and I never have.
Tom'un canı gerçekten Mary ile satranç oynamak istemiyor.
- Tom didn't really feel like playing chess with Mary.
Sana satranç oynamayı öğreteceğim.
- I will teach you to play chess.
Caddede oynamak çocuklar için tehlikelidir.
- It is dangerous for children to play in the street.
DVD oynatıcı, video kaset oynatıcının yerini aldı.
- The DVD player replaced the videotape player.
O dün yeni bir CD oynatıcı aldı.
- He got a new CD player yesterday.
Parkta oynamak eğlenceliydi.
- It was fun playing in the park.
Bir köpek yavrusu ile oynamak çok eğlenceli.
- It is great fun to play with a puppy.
Caddede oynamak çocuklar için tehlikelidir.
- It is dangerous for children to play in the street.
Sana satranç oynamayı öğreteceğim.
- I will teach you to play chess.
Tiyatro oyununu bilmiyorum, fakat yazarı iyi biliyorum.
- I don't know the theater play, but I know the author well.
Oyun çok popülerdi ondan tiyatro neredeyse tam doluydu.
- The play was so popular that the theater was almost full.
Sami'nin grubu Kahire'de bir gösteri yapıyordu.
- Sami's band was playing a show in Cairo.
Bugün 1 Nisan! Haydi şaka yapmaya!
- Today is April 1! Let's play some pranks!
Siz benimle şaka yapmamalısınız.
- You should not play a joke on me.
Çocuğun Keman çaldığını duyduk.
- We heard the boy playing the violin.
Şimdi gitar çalıyorum.
- I am playing the guitar now.
Kadınların özgürlüğü hareketinde bir rol oynadı.
- She played a part in the women's lib movement.
Tom her zaman kurallara göre hareket etmez.
- Tom doesn't always play by the rules.
Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin.
- Avoid prolonged use of the console. To help prevent eye strain, take a break of about 15 minutes during every hour of play.
Poker oynadığım çevrimiçi kullanıcıların çoğu yeniler.
- Most of the online users I play poker with have been newbies.
Once the No. 1 team football built an early 56-0 lead in the game against their weak opponents, the coach - wanting to spare the opponent further embarrassment, to keep his top players from being injured and sensing his own younger players needed experience - decided to give his reserves some well-deserved extended playing time.
Who's playing now?.
Her proper face / I not descerned in that darkesome shade, / But weend it was my loue, with whom he playd.
I've practiced the piano off and on, and I still can't play very well.
We had to play for an hour, so that meant that we didn't have time to play and joke around.
The rarity of male domination in fantasy play is readily explained.
Instead, they played dumb, remained silent, and did their classwork.
Too much play in a steering wheel may be dangerous.
You can play the DVD now.
No part of the brain plays the role of permanent memory.
My son thinks he can play music.
play games.
Can you play an instrument?.
... and start playing right away from level two. ...
... childhood joy of just playing the game, is what drives you. ...