Gitar çalmak istiyorum.
- I want to play the guitar.
Hobim gitar çalmaktır.
- My hobby is playing the guitar.
Caddede oynamak çocuklar için tehlikelidir.
- It is dangerous for children to play in the street.
Oynamak için lütfen okul bahçesine gidin.
- Please go to the playground to play.
Baba, dışarıya çıkıp oyun oynayabilir miyim?
- Daddy, may I go out and play?
Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
- The playground is divided into three areas by white lines.
Piyes çok eglenceliydi; oraya gitmeliydin.
- The play was very amusing; you ought to have gone there.
Satranç oynamayı biliyor musun?
- Do you know how to play chess?
Sana satranç oynamayı öğreteceğim.
- I will teach you to play chess.
DVD oynatıcı, video kaset oynatıcının yerini aldı.
- The DVD player replaced the videotape player.
O dün yeni bir CD oynatıcı aldı.
- He got a new CD player yesterday.
Tenis oynamak eğlenceli.
- It's fun to play tennis.
Kart oynamak eğlencelidir.
- It is fun to play cards.
Satranç oynamayı biliyor musun?
- Do you know how to play chess?
Sana satranç oynamayı öğreteceğim.
- I will teach you to play chess.
Tiyatro grubu yeni oyunu sahneledi.
- The theater group performed the new play.
Bir oyun izlemek için hepimiz tiyatroya gittik.
- All of us went to the theater to see a play.
Sami'nin grubu Kahire'de bir gösteri yapıyordu.
- Sami's band was playing a show in Cairo.
Onlar çok şakacıydılar.
- They were so playful.
Tom çoğunlukla öğretmenle şakalar yapardı.
- Tom would often play jokes on the teacher.
Şimdi gitar çalıyorum.
- I am playing the guitar now.
Çocuğun Keman çaldığını duyduk.
- We heard the boy playing the violin.
Olayların akışına göre hareket edelim.
- Let's play that by ear.
Olayların akışına göre hareket edelim.
- Let's play it by ear.
Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin.
- Avoid prolonged use of the console. To help prevent eye strain, take a break of about 15 minutes during every hour of play.
Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.
- Notice how the player uses his elbows.
Who's playing now?.
Her proper face / I not descerned in that darkesome shade, / But weend it was my loue, with whom he playd.
I've practiced the piano off and on, and I still can't play very well.
We had to play for an hour, so that meant that we didn't have time to play and joke around.
The rarity of male domination in fantasy play is readily explained.
Instead, they played dumb, remained silent, and did their classwork.
Too much play in a steering wheel may be dangerous.
You can play the DVD now.
No part of the brain plays the role of permanent memory.
My son thinks he can play music.
play games.
Can you play an instrument?.