play on a string instrument

listen to the pronunciation of play on a string instrument
الإنجليزية - التركية

تعريف play on a string instrument في الإنجليزية التركية القاموس.

bow
yay

Koyomi bir yay ve oklar satın aldı. - Koyomi bought a bow and arrows.

Kızılderililer yaylarla ve oklarla savaştılar. - The Indians fought with bows and arrows.

bow
(Tekstil) fiyonk
bow
baş eğerek selamlama
bow
eğmeç
bow
reverans yapmak
bow
reverans

O, Kraliçe'ye reverans yaptı. - He bowed to the Queen.

Tom kibarca Mary'ye reverans yaptı. - Tom bowed to Mary politely.

bow
baş

O, geçerken beni başıyla selamladı. - He bowed to me as he passed by.

Tom utançla başını eğdi. - Tom bowed his head in shame.

bow
eğilmek

Japonya'da birisiyle karşılaştığında eğilmek kibarlıktır. - In Japan, it is polite to bow when one meets someone.

Japonya'da eğilmek yaygın bir nezakettir. - In Japan, bowing is common courtesy.

bow
kavis
bow
fiyonk biçiminde düğüm
bow
(fiil) eğmek, eğilmek, başla selamlamak, reverans yapmak, boyun eğmek; çekilmek
bow
{i} baş eğerek selamlama, reverans yapma
bow
başıyla selamlamak
bow
filikada pruvacı
bow
{f} boyun eğmek

Ona boyun eğmek istemiyorum. - I don't want to bow down to him.

bow
baş eğere
bow
bow eğil/eğ
الإنجليزية - الإنجليزية
bow
play on a string instrument

    الواصلة

    play on a string in·stru·ment

    التركية النطق

    pley ôn ı strîng înstrımınt

    النطق

    /ˈplā ˈôn ə ˈstrəɴɢ ˈənstrəmənt/ /ˈpleɪ ˈɔːn ə ˈstrɪŋ ˈɪnstrəmənt/
المفضلات