Sol diz üzerinde küçük bir alçı gördü.
- He saw a small plaster on her left knee.
Tom tamamen alçılandı.
- Tom got completely plastered.
Duvarlar beyaz sıvalıdır.
- The walls are white plaster.
Onların işi duvarları sıva ile örtmektir.
- Their job is to coat the walls with plaster.
Onların işi duvarları sıva ile örtmektir.
- Their job is to coat the walls with plaster.
Duvarlar beyaz sıvalıdır.
- The walls are white plaster.
Her face was plastered in mud.
The radio station plastered the buses and trains with its advertisement.
Tom was wearing a patch over one of his eyes.
- Tom gözlerinden birinin üzerine bir plaster takıyordu.